

Kul hakkı insanların birbirlerine geçen emekleri ve haklarıdır. Bu anlamda başkalarına zarar veren her türlü iş ve davranış kul hakkına girmektedir. Başkalarına zarar vererek kul hakkını ihlal etmek çeşitli şekillerde olmaktadır. Hırsızlık yapmak, aldatmak, eksik ölçüp tartmak, yalan söylemek, iftira atmak, alay etmek, çevreyi kirletmek, trafik kurallarına uymamak, bütün toplumun ortak malı olan okul, hastane, kütüphane ve toplu taşıma araçlarına zarar vermek kul hakkı ihlallerinden bazılarıdır.
Alışveriş yaparken sıraya uymamak kul hakı yemektir.
İnsan hakları kapsam›na giren her şey ayn› zamanda kul hakkı kapsamına da girer. Buna göre kul hakkı, insan hakkı olarak da adlandırılabilir.
Kul hakkı yemek, insanları maddi ve manevi
zararlara uğratır. Onların onurlarını zedeler. Toplumdaki konumlarına, başkalarıyla olan ilişkilerine zarar verir. Kişilerin haksız yere cezalandırılmalarına ve saygınlıklarını yitirmelerine neden olur.
Toplum halinde yaşamanın insana sağladığı birtakım haklar ve yüklediği sorumluluklar vardır. Bu haklara saygı göstermek ve sorumlulukları yerine getirmek herkesin ortak görevidir. Bu haklara uyulduğu ve sorumluluklar yerine getirildiği ölçüde toplumda huzur ve mutluluk olur. Nitekim günümüzdeki huzursuzlukların, kavga ve cinayetlerin, hatta savaşların, haklara saygı gösterilmemesinden kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Bunun için yüce dinimiz İslam ırk, cinsiyet ve inanç ayrımı yapmaksızın bütün insanların haklarını kutsal ve dokunulmaz kabul etmiş ve bunların korunmasını öğütlemiştir.
İslam dini kul hakkı üzerinde önemle durur. İslam dininde cana kıymak, iftira etmek, aldatmak, hile yapmak, borcunu zamanında ödememek, yetim hakkı yemek, kötü söz söylemek, dövmek, yaralamak, hırsızlık yapmak gibi tutum ve davranışlar kul hakkı sayılır. Dolayısıyla bu gibi kötü davranışlarda bulunanlar kul hakkını yemiş olurlar. İslam dini kişinin bu tür davranışlarda bulunmasını kesinlikle yasaklar. Dinimiz birbirimizin haklarına saygı göstermemizi, kul hakkı yemekten kaçınmamızı ister. Yüce Allah (c.c.) Kur’an’da, “İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”1 buyurur. Peygamberimiz (s.a.v.) de kul hakkı yiyen kişiyi Allah'ın (c.c.) bile affetmeyeceğini bildirmiştir.2
Allah'a (c.c.) ve ahiret gününe inanan insan, kul hakkına dikkat etmelidir. Kul hakkı yediğini fark ettiğinde hemen bu davranışından vazgeçmelidir. Hakkını yediği kişiden özür dilemeli ve hakkını helal etmesini istemelidir. Başkalarına zarar verecek davranışlardan kesinlikle kaçınmalıdır. İnsanların hak ve özgürlüklerine saygılı olmalıdır.
Kul hakkı ile ilgili sorumluluklar bununla sınırlı değildir. İslam dini, kul hakkının yenmesine engel olunmasını da ister. Kamuya ait mallara zarar verenleri engellemek, hakkı yenen ve zulme uğrayanlara yardımcı olmak İslam dinine göre kişinin sorumluluklarından biridir. Bu sorumluluk gereğince Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), kölesine eziyet eden bir kişiyi, “Senden büyük Allah (c.c.) var!” diyerek uyarmıştır. Bir hadisinde de “Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona ne zulmeder ne de onu yalnız bırakır. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da o kimsenin ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman'ın sıkıntısını giderirse Allah da o kimsenin kıyamet sıkıntılarından birini giderir…” 3 buyurmuştur
-
Şûarâ suresi, 183. ayet.
-
Buhari, Hac, 43.
-
Buhari, Mezâlim, 3

